Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocuklar beynin farklı bölgelerinde atipik bağlantılar ve yeni yolaklar kurmadaki gelişimsel bazı sorunlar nedeniyle; yeni bağlantılar kurma, yeni motor beceriler öğrenmede sıkıntı yaşayabilmektedirler. Ana bulgu; merkezi sinir sistemine uzak olan bölgelerde (kollar ve bacaklar gibi) bu bağlantıların daha da az gelişmiş olmasıdır. Bu yeni yolakların oluşabilmesi için vücuttan, çevreden duyusal bilgilerin alınması, belirli hedefler ve amaçların edinilmesi büyük önem taşımaktadır.
Fakat otizmli çocukların sinir hücre bağlantılarındaki farklılıklardan dolayı edindiği bu bilgileri bir araya getirmede sorunlar olabilir. Ama bugün bilim dünyasının da kabul ettiği gibi; otizmli çocuklarda motor ve duyusal yolaklar biraz zahmetli de olsa geliştirilebilmektedir. İşte bu noktada “fiziksel aktivite” bu yeni yolakların oluşturulması için otizmli çocuklarda en sık kullanılan yöntem olarak gündeme gelmektedir.
Beyinde motor duyu alnının komşuluğunda bulunan duyu, tat, konuşma ve problem çözme alnının da uyarılması yeni yolak oluşumunu destekleyecektir.
Eklem ve Kaslar: Otizmli çocuklarda kaba motor hareketlerinde (oturup kalkma dengeli bir şekilde yürüme, koşma, zıplama, tırmanma, fırlatma becerisi gibi) santral sinir sistemi kaynaklı farklılıklar olabildiği gibi vücut kas ve eklemlerinde de bazı farklılıklar görülebilir. Örneğin; otizmli çocukların bazılarında eklemler daha esnek (hipermobil eklem) ve bazı kasları da zayıflık/aşırı kasılma gösterme eğiliminde olabilir.
Eklemler normale göre daha esnek olduğu zaman daha fazla kas çalışmasına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu ise günlük fiziksel aktivitelerini olumsuz etkileyebilen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır (koşmak, dik durmak,kalem tutmak,uzun mesafe yürümek, merdiven çıkmak, tırmanmak vb.). Ek olarak kalça ve omuz eklemleri sıkı kaslara sahip olan çocuklarda oturma ve yazı yazma gibi hareketler de olumsuz etkilenebilmekte, büyüme sırasında bu bölgelerde oluşan ağrılardan daha fazla rahatsız olabilmektedirler.
Esnek eklemler kadar esnek bağ dokuya da sahip olabilen bu çocuklarda bazı iç organlar etkilenebilmekte ve bunun sonucunda mesane ve dışkılama kontrolünde sorunlar oluşabilmektedir. Aynı şekilde esnek eklemlere sahip çocuklarda endişe ve korku duygularına da daha sık rastlanmaktadır.
Özellikle germe ve güçlendirme egzersizleri bu durumların iyileştirilmesine yardımcı olacaktır.
Bedenimizin her hareketinde dengemizi korumak için farklı sinir ve kas grupları çalışır. Bu nedenle dengenin sürdürülmesi, baş ve gövdeyi sabit tutmak için verilecek görevler çocuğun dengesini iyileştirmek için faydalı olacaktır.
Davranış ve Uyku: Yapılan egzersiz programı ile çocukların günlük enerjilerini verimli olarak kullanması sağlanmakta, bu da uyku, saldırganlık ve stereotipik hareketler üzerinde olumlu etki yaratmaktadır. Otizmi olan çocuklar için çalışmalar, 20 dakikadan daha uzun süreli yoğun bir aktivitenin klişeleşmiş davranışları, hiperaktiviteyi ve saldırganlığı azaltmaya, uyku düzenini sağlamaya yardımcı olabileceğini göstermektedir.
Duyu: Kol ve bacakların sinirsel izdüşümlerinin hem duyusal hem de motor alanda olmasından dolayı sıklıkla görülen hiposensitif (hassasiyetin azalması) veya hipersensitif (hassasiyetin artması) duyu motor bozukluklarının çalışmasında, yapılan egzersizlerin faydalı olabileceği yönünde veriler bulunmaktadır. Ayrıca termoregülasyon duyusu etkilenmiş çocuklarda vücut ısılarının normale döndüğü ve sıcak/soğuğu algılamanın düzeldiği yönünde veriler bulunmaktadır.
Oksijen ve Mitokondri Metabolizması: Otizm Spektrum Bozukluğu gösteren çocuklarda oksijen alımını ve oksijenin hücre içinde kullanılmasını sağlayacak “aerobik egzersizlere” yer verilmelidir. Bu sayede hücre içindeki mitokondrilerin görevini yapmasına destek olunması planlanmaktadır.
Ayrıca; Otizm Spektrum Bozuklukları’nda sık olarak mitokondriyal disfonksiyon görülmektedir. Hücre içi enerji üretiminden sorumlu olan mitokondrilerde görülen fonksiyon bozukluğudur. Mitokondride oluşan enerji olan ATP’nin üretimi ve tüketimi arasındaki denge; Adenozin Monofosfat Kinaz (AMPK) tarafından kontrol edilir. Egzersizin ise mitokondrial etkinliği ve AMPK’yi arttıran en önemli faktörlerden biri olduğu belirtilmektedir.
Toksin Atılımı: Vücudumuzu özellikle toksinler extracellulerden (hücre arası alan) temizleyen ana yapı “lenfatik damar sistemi”dir. Fakat bu damarların atardamarlar (arter) gibi kendi kas sistemleri olmadığı için çevresindeki kasların kasılması ile görevlerini yerine getirirler. Yani vücuttan toksin ve ağır metal atılımı yapmak istiyorsanız kas hareketleri ile lenfatik damar çalışmasını desteklemek büyük önem taşır. Termoregülasyonun düzenlenmesinin damarlar üzerindeki olumlu etkisi de toksin atılımına destek olacaktır.
Obezite: Yapılan bir çok araştırmada otizmli çocukların kilo almaya daha yatkın oldukları görülmüştür. Bunda etken; vücutta sürekli bir yangı hali bulunması (Aşırı geçirgen bağırsağa bağlı), sindirim enzim/vitamin/mineral yetersizliği, belirli gıdalara karşı aşırı düşkünlük, fiziksel aktivite yetersizliği olabilir. Özellikle alınan enerjinin yakılması ve vücuttaki enflamasyonun azaltılması için düzenli fiziksel egzersiz/spor büyük önem taşımaktadır.
Egzersiz programı da beslenme gibi kişiye özel farklılıklar içermektedir..
Erken yaşlarda yapılmaya başlanan spor faaliyetleri ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek bazı fiziksel sorunların önlenmesine yardımcı olacaktır.